Saygılardan yitirmeye başlamak suretiyle yeni bir güne adım atıyoruz,ellerimizde kalanlar sadece alışkanlıklar fakat ya akılda olanlar?
Onlar üzerine söyleyecek çok şeyimiz var; Biraz da özlemden bahsedecek şeylerimiz olması dolayısıyla. Aklımıza ayları, yılları
yakınlaştıracak seviyede yerleşmiş belli varlıklar halinde yaşıyor bu özlem. Sürdüğü de bir gerçek. Ama ya karşılaştığımız ne? Sadece
uyduruk mesafeler ve uyduruk mesafeler. İki kez söyledim sanki. Çünkü gerçekten uydurduk bu mesafeyi,nasıl da araya girdi; o kadar
yakınlaştırmışken birbirine. Buna nasıl izin verdi insanoğlu,nasıl kıydı kendi düşünsel birlikteliğine.. Aidiyet saçmalığını reddediyoruz
çünkü aidiyet köleliktir. Peki ya birliktelik? O da mı kölelik? Gülmeye başladım bak şimdi,insana uzaklık üzerine masterlık düşüncelerimiz
varken nasıl da birliktelikle dalga geçer gibi uyduruyoruz,uyduruyoruz uyduruk mesafelerimiz gibi. Bak şimdi resimlerde arıyor bazen
insanlar,birliktelik üzerine masterpiece hayalleri var. Hatta bıraksan oscarlık senaryoları büyük bütçeli filmlere konu olmalı. Ve kızıyor
diğeri, resimlerimde arama artık beni,bu yüz tekil değilki,çoğalabilir her an. Ve birleşim dalga geçiyor işte,uyduruyor aidiyeti yok edip,tıpkı
kölelik gibi. Hikayeler acımasız her an birileri akıllarda yer edinmekte. Dışarda binlerce insan her gün birliktelikle ilgili hayaller
kuruyor,fakat hepsi sadece güzel bir senaryo tıpkı diğer binlerce insanın tavrının şekli gibi. Mesafelerimiz.. Uyduruk.. Ah pardon
uydurduk..
Sargessus
0 yorum:
Yorum Gönder